9 Aralık 2018 Pazar
GENÇ POPÜLASYON VE EVLİLİK
Evlilik bizim toplumumuzda ve inanışımızda oldukça önemli bir yere sahiptir. Toplumcu bir kültürden geliyor oluşumuz iki insanın yuva kurma düşüncesini iki büyük ailenin biraraya gelmesi durumuna dönüştürmektedir. Böylesine büyük bir topluluğu içine alan bir oluşum da haliyle toplumun temel taşı konumunda olmaktadır.
Hayatımızın önemli bir parçası olan evlilik, geçmişten günümüze değişen yaşam koşulları sebebiyle farklı fikirlerle donanmış ve her geçen gün yeni bir akım eklenerek bu fikirler çoğalmıştır. Kültürümüzün çeşitliliği ile birleşen bu fikirler sonucunda ise evlilikler de değişikliğe uğramıştır.
Peki bizim bu kadar önem verdiğimiz evliliğe gençlerin bakış açısı nasıldır?
Eskiden daha çok aile büyüklerinin onaylaması şeklinde gerçekleşen ve görücü usulü dediğimiz evlilikler yapılırken günümüzde bireyler kendi istekleri doğrultusunda seçim yapmaktadırlar. Yine eskiden tanıdık kişiler vasıtasıyla yakın çevreden yapılan evlilikler şimdilerde teknolojinin de etkisiyle doğudan batıya pek çok farklı kültürü biraraya getirmektedir.
Toplumdaki değişimler ile birlikte gençlerin de evliliğe bakış açılarında farklılıklar gözlemlenmeye başlanmıştır. Tabi bu duruma etki eden pek çok faktör bulunmaktadır. Benim dikkat çekmek istediğim konu ise okuma-yazma oranlarının evlilik olgusuna etkisi olacaktır. Özellikle sıkça yaşanan kız kaçırma/evden kaçma olaylarına baktığımızda bu durumu yaşayan bireylerin çoğunlukla küçük yaşta ve okulla ilişiği bir şekilde kesilmiş bireyler olduğunu görürüz. Okuldan uzak kalmış bir çocuk -Birçoğu 18 yaşın altında olduğu için bu ifadeyi kullanıyorum.- hayata dair önemli kazanımlardan da uzak kalmış demektir. Bu konudaki bilgi eksikliği ise evliğin ne olduğunu bilmeden alınan ani kararlar ve sonucunda gerçekleşen erken evliliklere yol açmaktadır.Bu tür evliliklerden dünyaya gelen çocukların da psikolojik sorunlarla boğuşması sıkça karşılaşılan bir durumdur.
Olaya başka bir açıdan bakalım ve okumuş, kültürlü kesim yani ortalama olarak üniversite mezunu ve bir iş sahibi olmuş genç bireyleri düşünelim. Kadın veya erkek fark etmez ekonomik bağımsızlığını kazanmış bireylerde evliliğin kendisini kısıtlayacağına dair bir düşünce sistemi gelişebiliyor. Bu sebeple bir süre daha bekleme kararı alınıyor. Ancak bazı durumlarda bu bekleme süresi tahmin edilenden uzun olabiliyor ve zaman geçtikçe kişilerin beklentileri yükseliyor. Karşılanamayan beklentilerin sonucunda ise ya yanlış evlilikler yapılıyor ya da kişi evlilikten soğuyor.
Burada mesele erken-geç evlilik veya evlenmeme kararı alma değil. Dikkat çekmek istediğim asıl nokta kişilere bu kararları aldıran sebeplerdir. Aslında çok daha basit çözümlerle sonuçlanacak iken atılan yanlış adımlar sebebiyle üzücü sonuçlarla karşılaşılabilmektedir.
Evlilik korkulması gereken bir olgu değildir. Önemli bir karar olması sebebiyle tabi ki üzerinde düşünülmesi gerekir; ancak kendinizi bu konuda fazlaca sıkmanıza da gerek yoktur.
Eğer mutlu olacağınıza inandığınız kişiyle karşılaşmışsanız ve evlenme konusunda yeterli olgunluğa ulaştığınıza inanıyorsanız bundan sonrasında sizi acısıyla tatlısıyla güzel bir hayatın beklediğini unutmayınız.
Onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine..
Mutlu kalın.
Psiket..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
NORMALLEŞME PSİKOLOJİSİ
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de görülmeye başlanan Covid-19 nam-ı diğer Koronavirüs artık adının anıldığı yerde hüznü çağrıştırmakta...
-
Filmin Adı: Wonder (Mucize) Oyuncular: Julia Roberts, Owen Wilson, Jacob Tremblay, Mandy Patinkin, Sonia Braga Yön...
-
Stres, vücudun karşılaştığı yeni durum karşısında verdiği fizyolojik ve psikolojik tepkilerin tümüdür. Stres çoğunlukla denge bozan ve b...
-
Harry Stack SULLIVAN Kimdir? İçe kapanık bir baba ile acılı bir annenin tek çocuğu olarak 1892 yılında New York...