30 Eylül 2018 Pazar

WONDER FİLM İNCELEME



            

Filmin Adı: Wonder (Mucize)
Oyuncular: Julia Roberts, Owen Wilson, Jacob Tremblay, Mandy Patinkin, Sonia Braga
Yönetmen: Stephen Chbosky
Tür: Dram, Düşündürücü, Gerçekçi
Ülke: ABD
Süre: 113 Dakika
Filmin Analizi
Wonder (Mucize) filmi 2017 yılında aynı adlı romandan sinemaya uyarlanarak kalbe dokunan hikayesiyle hayatımıza girmiştir. Doğumu esnasında treacher collins sendromuna yakalanarak bir çeşit yüz deformasyonuna uğrayan August, diğerlerinden farklı bir görünüme sahip olarak yaşamını sürdürmektedir. Bir süre annesinin eğitimiyle evde kalmış olsa da ailesi artık onun diğer çocuklarla birlikte gerçek bir okula gitmesi gerektiğine karar verir ve August’ un aile-arkadaş-okul üçgeni içerisinde şekillenen hayatına geçiş yapılır.
Hikayeyi ele alış biçimiyle dokunaklı yapısını farklı bir açıdan sunmayı başaran bu filmde, çocuklarının sahip olduğu durumla mücadele eden bir aileden ziyade önyargılarla örülmüş bir duvarda yaşamakta olan insanların gözünden dramatik bir olayın yeniden doğuş hikayesine dönüşümü anlatılıyor.
Öncelikle aile pek tabi ki hikayenin merkezinde olan çocuğumuzla birlikte her olayın içerisinde varlığını hissettirmektedir; ancak August’ un gölgesinde büyüyen ablası, ona destek olan veya olmayan arkadaşları, okul yaşamında onu etkileyen öğretmenleri de bu hikayenin bir parçası olarak filmde geniş bir yer edinmiştir.  Film dört bölümden oluşmaktadır ve her bir bölümde karakterlerin bir şekilde August’ la keşisen hayatı ele alınarak izleyiciye “Bu olay aslında böyle miymiş?” dedirtmeyi başarıyor.
Ameliyatlarla geçen hayatın bir köşesinde ailesinin sevgisinden mahrum büyüyen bir abla olan Via, ailesiyle olan diyaloglarında bu durumu sıkça dile getirmesiyle aslında hikayenin en önemli parçalarından biri olduğunu gösteriyor. Ancak kardeşine olan sonsuz sevgisi zaman zaman kendi sorunlarının önüne geçiyor ve iki kardeşten ziyade sorunları olan iki insanın bunları aşma mücadelesi görülmeye başlanıyor. Böylece Via, bizlere en önemli insanlık derslerinden birini vermiş oluyor. Fedakarlık!
August’ un farklı karakterlere sahip arkadaşları okulun ilk gününden çizgilerini belli etmeye başlıyor. Toplumun her kesiminde olduğu gibi burada da onu sevip kollayanlar olduğu kadar eleştirenler de bulunuyor. Ancak burada olaya çocuk gözünden bakmakta fayda vardır. Zira çocukların acımasızca görünen davranışları aslında bazı olayları algılayış biçimlerinin yetişkin insanlara oranla daha zayıf kalmasından kaynaklanmaktadır. En nihayetinde insan kalbi taşıyan bu çocuklar da sorgulamayı ve anlayış göstermeyi öğrenme aşamalarında August’ un hayatını etkileyen insanlardan olmayı başarıyorlar.
En büyük fedakarlığı gösterse bile yine de gözden kaçırdıkları noktalar olduğunu anlayarak bizlere doğru aile olmayı gösteren ebeveynler ise hikayenin kurtarıcı yönü olarak göz çarpıyor. Farklılığını her daim olumlu yöne çeviren ve sevgisinden mahrum bırakmayan bir ailede büyüyen August aslında oldukça şanslı bir çocuk! Nitekim onunla aynı hayatı paylaşmasına rağmen aynı tür davranışlar gösteren bir ailede yetişmemesi sebebiyle hayata küsen ve tüm bu olumsuzluklar içerisinde kaybolan o kadar çok çocuk var ki..
Filmin Psikolojik Açıdan İncelemesi
“Bu kısmı filmi izledikten sonra okumanızda fayda vardır”
İnsan bilimine toplumu da katarak oluşturduğu çerçevede büyük katkılar sağlayan Alfred ADLER, bazı insanların sahip oldukları yetersizlik ve eksiklikleri gidermek amacıyla başka alanlarda kendilerini geliştirdiklerini ve bu sayede toplumun diğer kesimlerinden geride kalan özelliklerini bastırarak yeniden dikkatleri üzerlerine çektiklerini söyler. Freud ise aynı durumu kişilerin zorlu durumlarda bilinçsizce geliştirdikleri savunma mekanizmalarından biri olan “yüceltme” ile açıklar. August’ un bilime ve uzaya olan merakı da bu durumla paralel bir sonuç vermektedir. Okulun en zor dersi olan bilim dersinde olağanüstü bir başarı yakalaması sayesinde diğerlerinin ilgisini çekmiştir.
Yine Adler’ in kuramında önemli bir yer eden doğum sırası filmdeki karakterlerle özdeşleşmiştir. Öyle ki Via ailenin ilk çocuğu olarak hayatı boyunca büyük beklentilere maruz kalan bir çocuk olmuştur. Tabi ki burada August’ un sahip olduğu özel durumun da etkileri olduğundan bu anlayışın tam anlamıyla kendisini gösterdiği söylenemez.
August’ un uzaya çıkma hayali bir yana dışlanma korkusu sebebiyle yüzünü astronot kaskıyla kapatarak dolaşması toplumların farklılıklara olan tahammülsüzlüğünü ortaya koymaktadır. “Bizim gibi olmayana” karşı yürüttüğümüz olumsuz politikalar aslında çocukluktan itibaren saygılı olmayı öğrenmekle aşılabilecektir.
Son olarak farklı aile türlerinden en çok istenen ve takdir göreni olan demokratik aile tutumuna sahip ailemiz umarım örnek davranışlarıyla aile olmanın sadece yaşamaktan ibaret olduğunu düşünen insanlara hissetmenin de önemli olduğunu hatırlatırlar ve daha anlayışlı bir toplumun ilk adımını atmamızı sağlarlar.
Mutlu kalın.
Psiket..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

NORMALLEŞME PSİKOLOJİSİ

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de görülmeye başlanan Covid-19 nam-ı diğer Koronavirüs artık adının anıldığı yerde hüznü çağrıştırmakta...