30 Eylül 2018 Pazar

DENEMEDE İKİNCİ OLUŞLARINA AĞLAYAN ÇOCUKLAR



Günümüzde öyle bir aşamaya gelindi ki eskisinden daha farklı ve daha güçlü bireyler olmaya çalışıyoruz. Bu sayede yeni dünyaya ayak uyduracağımıza ve zorlukları kendimize karşı verdiğimiz mücadeleyle aşacağımıza inanıyoruz.
Çocuklarımız ve gençlerimiz oluşan bu yeni sistemin içerisinde gerek aileden gerekse yakın çevresinden aldığı tepkiler neticesinde davranış geliştiriyorlar:
·         “Daha fazla çalışmalıyım.”
·         “En iyisi ben olmalıyım.”
·         “Mükemmele ulaşmalıyım.”
Çünkü toplum, herkesin daha fazlasını istediği bir ortamda çocukların da sınırlı sayıda yerleştirilmiş koltuklardan birini kapmasını istiyor. Küçük yaşı ve yaşaması gereken onca anı göz ardı ediliyor ve yarışma hırsının temelden başlaması gerektiğini savunuyorlar.
Bizzat şahit olduğum bir durum çocuklarımızın geçirdiği değişimlere çarpıcı bir örnek oldu. Okuldan geldiği gibi evi inleterek ağlayan bir çocuk düşünün. O halini görünce akla gelen ilk şey canı acıdığı için bu tepkiyi verdiği olmuştu. Fakat çok geçmeden o gün, okul çıkışlarında gittiği etüt merkezinde deneme olduklarını (ki çocuk 3.sınıfa gidiyor) ve deneme sonucunda ikinci olduğunu öğrendiği için ağladığını fark ettim. O yaşta yarışa sokulmak bir kenara bu çocuğun ikinci olmayı kötü bir sonuç olarak nitelendirmesinin verdiği ağırlığı düşünün.
Başarı nedir? On kişinin katıldığı bir yarışmada birinci olmak bir başarıysa geçen yıl dokuzuncu iken bu yıl beşinci olmak da bir başarı sayılmaz mı? Çabalamak elbet sonuç verecek bir performanstır. Sadece belki de beklediğiniz o an doğru an değildir.
Eğer çocuklarımızın hırs mahkumu olup hayatı boyunca “en iyi” ye ulaşmaya çalışan bireyler olmasını değil de küçük şeylerden haz aldığı için hayat boyu mutluluğu yakalayabilecek bireyler olmasını istiyorsanız onlara gerçek başarının verdikleri emekte, okudukları kitaplarda, sokakta bile olsa öğrendikleri derslerde, kendileri için yaptıkları küçük sürprizlerde olduğunu sıkça hatırlatın. Hatırlatın ki henüz küçük yaşlarda edindikleri yanlış bilgilerle ömür boyu mücadele etmek zorunda kalmasınlar.
Mutlu kalın.
Psiket..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

NORMALLEŞME PSİKOLOJİSİ

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de görülmeye başlanan Covid-19 nam-ı diğer Koronavirüs artık adının anıldığı yerde hüznü çağrıştırmakta...