1 Ekim 2018 Pazartesi

ESMER ÇOCUKLAR VE ÜLKEMİZDEKİ IRKÇILIK


Ten rengi konusunda milletçe hatta dünyaca kabul görmüş bir renk varsa o da beyazdır. Sebebi nedir bilinmez; ama koyu tenli insanlara tiksinerek bakmak günümüzde pek normal. Aslında bu durumun temelleri çok eskiden atılmakla birlikte özellikle 19.yy’ da tüm dünyayı saran ve Afrikalı zenciler üzerinden yürütülen çalışmalar ağızları açık bırakmaktadır.
Ülkemizde bu kadar ağır şekli görülmemekle birlikte yine de çocukları sevme şeklimize bakıldığında beyaz-siyah ayrımının bize de sıçradığını söyleyebiliriz. “Kahve içme kararırsın.” sözü bunun en bariz örneklerinden biridir. Aslında burada söylenmek istenen kahvenin içindeki kafein miktarından dolayı küçük çocuklara zarar verme olasılığının bulunmasıdır. Ancak bu öyle bir sözle anlatılmıştır ki durum, kahve içmek insanın tenini karartır; bu da kötü bir şeydir anlamına gelmiştir. Oysaki tenin renginin koyulaşması veya doğuştan esmer tenli olmak kötü bir şey değildir.
Beyaz, doğada renk olarak diğer pek çok renge uyum sağladığı için günlük hayatta da en çok tercih edilen renklerden biridir. Renkleri kategorilere ayırdığımızda beyaz içimizi açan, ferahlatan bir renk siyah ise iç karartıcı ve insanı olumsuz algıya iten bir renk olarak kabul edilir. Günlük hayatımızda da insan vücuduna verdiğimiz fazlaca önem bizi renkler konusunda ayırt edici olmaya itiyor olsa gerek. Giydiğimiz kıyafetlerin bize yakışması, yaptığımız makyajın ten rengimize uyması gibi faktörler özellikle kadınlar arasında oldukça önemli meselelerden biridir. O yüzden mankenler bile genellikle beyaz tenliler arasından seçilir.
Beyaz ve siyah algısı yetişkinler arasında kendine bir şekilde yer etmiştir etmesine ancak çocuklar için bu durum doğuştan nötrdür. Ancak biz onu alır bir güzel işleriz çocuğa. Mesela esmer kız çocuklarına “kara kız” diye hitap ederken beyazları “pamuk kızım” diye severiz. Söyleyiş tarzında bile yapılan bu ayrım dikkat çeker. Esmer tenli veya teni koyulaşmaya müsait çocuklar yaz aylarında daha koyu bir tene sahip olur. Tabi bu durum hemen dikkatleri çeker ve çocuğa olumsuz tabirlerle yansımaya başlar. Bunun sonucunda fotoğraf çekilmek istemeyen ve toplum içinde karardığı için kötülenen ellerini saklayan çocuklar ortaya çıkar. Esmer olduğu için hep ikinci planda kaldığını dahi düşünmeye başlarlar. Çünkü maalesef bunu onlara toplum olarak biz hissettiriyoruz.
Sevgili yetişkinler, lütfen çocuklara henüz ne olduğunu anlamaya çalıştıkları dünyaya uyum sağlamaya çalışırken ten, göz, saç rengi gibi doğuştan gelen ve hiçbir kötülük taşımayan özelliklerden ötürü ayrımcılık yapmayınız. Çocuklar sizin “kara kızı” nız veya “arap oğlan” ınız değildir.
 Çocuklar sadece çocuktur. Onları koşulsuz sevin.                              
Psiket..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

NORMALLEŞME PSİKOLOJİSİ

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de görülmeye başlanan Covid-19 nam-ı diğer Koronavirüs artık adının anıldığı yerde hüznü çağrıştırmakta...