Ten rengi konusunda milletçe hatta dünyaca kabul görmüş bir
renk varsa o da beyazdır. Sebebi nedir bilinmez; ama koyu tenli insanlara
tiksinerek bakmak günümüzde pek normal. Aslında bu durumun temelleri çok
eskiden atılmakla birlikte özellikle 19.yy’ da tüm dünyayı saran ve Afrikalı
zenciler üzerinden yürütülen çalışmalar ağızları açık bırakmaktadır.
Ülkemizde bu kadar ağır şekli görülmemekle birlikte yine de
çocukları sevme şeklimize bakıldığında beyaz-siyah ayrımının bize de
sıçradığını söyleyebiliriz. “Kahve içme kararırsın.” sözü bunun en bariz
örneklerinden biridir. Aslında burada söylenmek istenen kahvenin içindeki
kafein miktarından dolayı küçük çocuklara zarar verme olasılığının
bulunmasıdır. Ancak bu öyle bir sözle anlatılmıştır ki durum, kahve içmek
insanın tenini karartır; bu da kötü bir şeydir anlamına gelmiştir. Oysaki tenin
renginin koyulaşması veya doğuştan esmer tenli olmak kötü bir şey değildir.
Beyaz, doğada renk olarak diğer pek çok renge uyum sağladığı
için günlük hayatta da en çok tercih edilen renklerden biridir. Renkleri
kategorilere ayırdığımızda beyaz içimizi açan, ferahlatan bir renk siyah ise iç
karartıcı ve insanı olumsuz algıya iten bir renk olarak kabul edilir. Günlük
hayatımızda da insan vücuduna verdiğimiz fazlaca önem bizi renkler konusunda
ayırt edici olmaya itiyor olsa gerek. Giydiğimiz kıyafetlerin bize yakışması,
yaptığımız makyajın ten rengimize uyması gibi faktörler özellikle kadınlar
arasında oldukça önemli meselelerden biridir. O yüzden mankenler bile
genellikle beyaz tenliler arasından seçilir.
Beyaz ve siyah algısı yetişkinler arasında kendine bir
şekilde yer etmiştir etmesine ancak çocuklar için bu durum doğuştan nötrdür.
Ancak biz onu alır bir güzel işleriz çocuğa. Mesela esmer kız çocuklarına “kara
kız” diye hitap ederken beyazları “pamuk kızım” diye severiz. Söyleyiş tarzında
bile yapılan bu ayrım dikkat çeker. Esmer tenli veya teni koyulaşmaya müsait
çocuklar yaz aylarında daha koyu bir tene sahip olur. Tabi bu durum hemen dikkatleri
çeker ve çocuğa olumsuz tabirlerle yansımaya başlar. Bunun sonucunda fotoğraf
çekilmek istemeyen ve toplum içinde karardığı için kötülenen ellerini saklayan
çocuklar ortaya çıkar. Esmer olduğu için hep ikinci planda kaldığını dahi
düşünmeye başlarlar. Çünkü maalesef bunu onlara toplum olarak biz
hissettiriyoruz.
Sevgili yetişkinler, lütfen çocuklara henüz ne olduğunu
anlamaya çalıştıkları dünyaya uyum sağlamaya çalışırken ten, göz, saç rengi
gibi doğuştan gelen ve hiçbir kötülük taşımayan özelliklerden ötürü ayrımcılık
yapmayınız. Çocuklar sizin “kara kızı” nız veya “arap oğlan” ınız değildir.
Çocuklar sadece çocuktur. Onları koşulsuz
sevin.
Psiket..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder