Oyuncular: Julia Roberts, Owen Wilson, Jacob Tremblay, Mandy
Patinkin, Sonia Braga
Yönetmen: Stephen Chbosky
Tür: Dram, Düşündürücü, Gerçekçi
Ülke: ABD
Süre: 113 Dakika
Filmin Analizi
Wonder (Mucize) filmi 2017
yılında aynı adlı romandan sinemaya uyarlanarak kalbe dokunan hikayesiyle
hayatımıza girmiştir. Doğumu esnasında treacher collins sendromuna yakalanarak
bir çeşit yüz deformasyonuna uğrayan August, diğerlerinden farklı bir görünüme
sahip olarak yaşamını sürdürmektedir. Bir süre annesinin eğitimiyle evde kalmış
olsa da ailesi artık onun diğer çocuklarla birlikte gerçek bir okula gitmesi
gerektiğine karar verir ve August’ un aile-arkadaş-okul üçgeni içerisinde
şekillenen hayatına geçiş yapılır.
Hikayeyi ele alış biçimiyle dokunaklı
yapısını farklı bir açıdan sunmayı başaran bu filmde, çocuklarının sahip olduğu
durumla mücadele eden bir aileden ziyade önyargılarla örülmüş bir duvarda
yaşamakta olan insanların gözünden dramatik bir olayın yeniden doğuş hikayesine
dönüşümü anlatılıyor.
Öncelikle aile pek tabi ki
hikayenin merkezinde olan çocuğumuzla birlikte her olayın içerisinde varlığını
hissettirmektedir; ancak August’ un gölgesinde büyüyen ablası, ona destek olan
veya olmayan arkadaşları, okul yaşamında onu etkileyen öğretmenleri de bu
hikayenin bir parçası olarak filmde geniş bir yer edinmiştir. Film dört bölümden oluşmaktadır ve her bir
bölümde karakterlerin bir şekilde August’ la keşisen hayatı ele alınarak
izleyiciye “Bu olay aslında böyle miymiş?” dedirtmeyi başarıyor.
Ameliyatlarla geçen hayatın bir
köşesinde ailesinin sevgisinden mahrum büyüyen bir abla olan Via, ailesiyle
olan diyaloglarında bu durumu sıkça dile getirmesiyle aslında hikayenin en
önemli parçalarından biri olduğunu gösteriyor. Ancak kardeşine olan sonsuz
sevgisi zaman zaman kendi sorunlarının önüne geçiyor ve iki kardeşten ziyade
sorunları olan iki insanın bunları aşma mücadelesi görülmeye başlanıyor.
Böylece Via, bizlere en önemli insanlık derslerinden birini vermiş oluyor.
Fedakarlık!
August’ un farklı karakterlere
sahip arkadaşları okulun ilk gününden çizgilerini belli etmeye başlıyor.
Toplumun her kesiminde olduğu gibi burada da onu sevip kollayanlar olduğu kadar
eleştirenler de bulunuyor. Ancak burada olaya çocuk gözünden bakmakta fayda
vardır. Zira çocukların acımasızca görünen davranışları aslında bazı olayları
algılayış biçimlerinin yetişkin insanlara oranla daha zayıf kalmasından
kaynaklanmaktadır. En nihayetinde insan kalbi taşıyan bu çocuklar da sorgulamayı
ve anlayış göstermeyi öğrenme aşamalarında August’ un hayatını etkileyen
insanlardan olmayı başarıyorlar.
En büyük fedakarlığı gösterse
bile yine de gözden kaçırdıkları noktalar olduğunu anlayarak bizlere doğru aile
olmayı gösteren ebeveynler ise hikayenin kurtarıcı yönü olarak göz çarpıyor.
Farklılığını her daim olumlu yöne çeviren ve sevgisinden mahrum bırakmayan bir
ailede büyüyen August aslında oldukça şanslı bir çocuk! Nitekim onunla aynı
hayatı paylaşmasına rağmen aynı tür davranışlar gösteren bir ailede yetişmemesi
sebebiyle hayata küsen ve tüm bu olumsuzluklar içerisinde kaybolan o kadar çok
çocuk var ki..
Filmin Psikolojik Açıdan İncelemesi
“Bu kısmı filmi izledikten sonra
okumanızda fayda vardır”
İnsan bilimine toplumu da katarak
oluşturduğu çerçevede büyük katkılar sağlayan Alfred ADLER, bazı insanların
sahip oldukları yetersizlik ve eksiklikleri gidermek amacıyla başka alanlarda
kendilerini geliştirdiklerini ve bu sayede toplumun diğer kesimlerinden geride
kalan özelliklerini bastırarak yeniden dikkatleri üzerlerine çektiklerini
söyler. Freud ise aynı durumu kişilerin zorlu durumlarda bilinçsizce
geliştirdikleri savunma mekanizmalarından biri olan “yüceltme” ile açıklar.
August’ un bilime ve uzaya olan merakı da bu durumla paralel bir sonuç vermektedir.
Okulun en zor dersi olan bilim dersinde olağanüstü bir başarı yakalaması
sayesinde diğerlerinin ilgisini çekmiştir.
Yine Adler’ in kuramında önemli
bir yer eden doğum sırası filmdeki karakterlerle özdeşleşmiştir. Öyle ki Via
ailenin ilk çocuğu olarak hayatı boyunca büyük beklentilere maruz kalan bir
çocuk olmuştur. Tabi ki burada August’ un sahip olduğu özel durumun da etkileri
olduğundan bu anlayışın tam anlamıyla kendisini gösterdiği söylenemez.
August’ un uzaya çıkma hayali bir
yana dışlanma korkusu sebebiyle yüzünü astronot kaskıyla kapatarak dolaşması
toplumların farklılıklara olan tahammülsüzlüğünü ortaya koymaktadır. “Bizim gibi olmayana” karşı yürüttüğümüz
olumsuz politikalar aslında çocukluktan itibaren saygılı olmayı öğrenmekle
aşılabilecektir.
Son olarak farklı aile
türlerinden en çok istenen ve takdir göreni olan demokratik aile tutumuna sahip
ailemiz umarım örnek davranışlarıyla aile olmanın sadece yaşamaktan ibaret
olduğunu düşünen insanlara hissetmenin de önemli olduğunu hatırlatırlar ve daha
anlayışlı bir toplumun ilk adımını atmamızı sağlarlar.
Mutlu kalın.
Psiket..