Bir zamanlar, şiddetli bir kış
sonucunda, kentin yakınındaki göl buz tutmuş. Halk donmuş gölün üzerinde büyük
bir eğlence düzenlemeye karar vermiş. Yaşlı, genç, kadın, erkek herkes şehri
terk edip gölün üzerinde toplanmışlar. Biri kızağa biniyor, birisi kayak
yapıyor, kurulan çadırlardan coşkun bir müzik ve kahkahalar yükseliyormuş. Gençler
sevinçle sıçrayıp oynuyor yaşlılar da bu eğlenceli manzarayı seyrediyormuş.
Şehirde ise sadece yaşlı ve fakir
bir kadıncağız kalmış. Rahatsızlıkları olduğu için devamlı yatakta yatıyor,
ayaklarını kullanamıyormuş. Evinin penceresinden buz tutmuş gölü ve oyun
oynayan neşeli insanları seyrediyormuş. Akşama doğru ufka bakarken küçücük
beyaz bir bulutun belirdiğini görüp müthiş bir korkuya kapılmış. Yeni evlendiği
günleri hatırlamış birden. Eşiyle gölün üzerinde gezerlerken yine böyle bir
bulut görmüş, çok geçmeden de korkunç bir fırtına ile birlikte buzlar kırılmış.
Özel gereksinimli birey olması da ondanmış. Ne yazık ki kocasını da o kazada
kaybetmiş.
Yaşlı kadın, “Yine öyle olacak!” diye düşünmüş. Alabildiğine bağırmaya
başlamış; ama sesini kimse duymuyormuş. Bulut gittikçe büyüyüp kararıyor kadın
ise çaresiz bir şekilde kendi kendine konuşuyormuş: “Fırtınanın çıkmasına az bir zaman kaldı.” diyormuş. “Fırtına ile birlikte oluşacak dalgalar
buzları kırıp herkesi suya gömecek.” Bütün gücünü toplayan kadın, elleri
üzerinde sürünerek yataktan yere inmeyi başarmış. Sobadan çıkardığı bir parça
ateşle yatağını tutuşturmuş. Sonra da sürüne sürüne güç bela evden dışarı
çıkmış.
Küçücük bir evi bir anda alevler
sarınca buzun üzerinde oynayanlar evin kime ait olduğunu hemen anlamışlar. Özel
gereksinimli kadını kurtarmak için herkes koşuşturmaya başlamış. Bu arada göğü
siyah bulutlar tamamen kaplamış ve rüzgar çıkmış. Buz çatlayıp sallanmaya
başlamış. Yaşlı kadını kurtarmak için en son kişi de sahile varınca gökyüzü
yırtılır gibi olmuş. Fırtına ile birlikte dev dalgalar gölü örtmüş, buzlar
kırılmış; ama hiç kimseye bir şey olmamış. Özel gereksinimli kadın bütün varını
yoğunu ateşe vererek şehir halkını kaçınılmaz bir ölümden böylece kurtarmış.
Aralarında
herhangi bir bağ bulunmamasına karşın yaşlı kadının yalnızca tehlikede
olduklarını gördüğü kişilere kendini feda edecek derecede yardımda bulunması
fedakarlık kavramını çağrıştırsa da bu durum aslında çok daha derin bir kavramı
içine alan bir olgunun ürünüdür. Alturizm kavramı bu olguyu adlandırmak
amacıyla ilk kez Auguste Comte tarafından başkaları için yaşama eğilimi ya da
isteği olarak ifade edilmiştir. Literatürde özgecilik olarak da geçen bu kavram
“Çıkar gözetmeksizin başkalarının iyiliği
için özveride bulunmayı bir ilke olarak benimseyen ahlak tutumu ve görüşü, başkalarının
yararına kişisel çıkarlarından vazgeçmeye, başkalarına bencil olmayan güdülerle
yardım etmeye hazır olma durumu” (TDK-Büyük Türkçe Sözlük) olarak
tanımlanır.
Alturizm
kavramı Latincede öteki anlamına gelen “alter”
kelimesinden türemiş olup literatürde karşıt kavramı egoizm olarak geçer ve
bireyci toplumlarda egoizm toplulukçu toplumlarda ise alturizmin baskın olduğu
görülmüştür. Bizim ülkemizin de toplulukçu olduğunu varsayarsak toplumumuzda
yukarıdaki örnek hikayeye benzer durumların bireyci toplumlara nazaran daha
fazla yaşandığını söylemek mümkün olur. Buna verilebilecek en güzel örneklerden
biri de Çanakkale Savaşı esnasında askerlerin çoğunun yaralandığını görüp son
bir hamleyle 275 kiloluk top mermisini sırtlayan Koca Seyit’ in hikayesidir.
Alturizme
yönelik yapılan güncel araştırmalar, kırsal bölgelerde şehir yaşamına göre
alturizme daha fazla rastlanıldığını göstermektedir. Aynı zamanda alturizmin
hayvanlar üzerindeki yansımaları da incelenmiş olup aynı türden hayvanların
bazılarında karşılık beklemeden yapılan davranışlar gözlenmiştir. İnsanlarda
ise karşılığında sevgi, saygı, takdir gibi soyut teşvikler alınmasının kişinin
bu tür davranışlarını arttırmada güdüleyici olduğu görülmüştür.
Peki
sizler bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce alturizm kişiyi pozitif olarak
etkiler mi yoksa yıllar içerisinde yıpratıcı bir rol mu oynar?
Canım Kardeşim, La Vita E Bella (Hayat Güzeldir), My Sister's Keeper (Kız Kardeşimin Hikayesi) filmleri konuyla ilgili fikir edinmemizi kolaylaştırabilecek filmlerden bazılarıdır.
Canım Kardeşim, La Vita E Bella (Hayat Güzeldir), My Sister's Keeper (Kız Kardeşimin Hikayesi) filmleri konuyla ilgili fikir edinmemizi kolaylaştırabilecek filmlerden bazılarıdır.
Keyifli
okumalar.
Psiket..
*Yazıda geçen hikaye secmehikayeler.com internet adresi "İlginç Ama Güzel Bir Hikaye Fedakarlığın Bu Kadarı" başlıklı yazıdan alınmış ve düzeltme yapılarak aktarılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder